Başka bir sitede yaptığım rp..Oradaki adım Robert idi.
Robert’in bugün ikinci dersi kehanetti.Hızla sihir tarihi sınıfından çıkmış merakla beklediği ve seveceğinden emin olduğu bir derse gidiyordu.Kehanet hakkında çok şeyler düşünüyor hayallerini zorluyordu.Dersliğin muhteşem bir görüntüsü vardı.Giriş kapısı uzun ahşaptı.İçinde düzgün bir biçimde dizilmiş sıralar vardı.Sıraların üstü el emeği olan güzel masa örtüleri vardı.Bu Robert’in çok hoşuna gitmişti.Bu sınıfı sevmeye başlamıştı.Merakla içeri girerken Profesör’e gülümsedi ve her zamanki gibi en sevdiği yer olan arkalarda bir yere oturdu.Masa örtüsünü beğenmişti.Annesi aklına geldi oda evinde böyle güzel örtüler vardı.Annesinin huyu belli ki Robert’e geçmişti.Sonra duvarlara baktı.Duvarların yarısı kırmızı ile boyanmıştı.Bu hoşuna gitmişti.Kırmızıyı severdi nasıl olsa kendi binasının rengiydi.Hem de insanın içini açan bir renk olduğunu düşünüyordu.Bir sürü tablolar vardı.Ünlü görücülerin olduğu hareketli tablolar buda dersliğin daha güzel bir hava vermesine neden olmuştu.Profesör’ün masası sınıfın neresine geçsen görünecek bir şekilde yerleştirilmişti.Masasında birçok kitap olduğu görünüyordu.Birde profesöre ait küre bulunuyordu.Yanında çay takımı olduğunu gördü.Bu Robert’in gülümsemesine sebep oldu.Belli ki profesör tam bir çay tutkunuydu.Robert profesörle ortak yanı olmasına sevinmişti.Oda çayı çok severdi.Çay ve kitap okumak onun için dünyadaki en güzel şeylerden biriydi.
Sınıfı inceledikten sonra profesöre döndü.Kendine bakan asil biri gibi duruyordu.Disiplinli bir profesör olduğu her halinden belliydi.Anlamıştı Robert bu dersi çok sevecek ve profesörle iyi anlaşacaktı.
Sınıfa herkes gelmeye başladı.Herkes nefes nefeseydi.Kulelere çıkmak herkesi yormuştu.Robert’e öle bir şey olmamıştı. Oda bunu babasıyla her sabah spor yapmasına bağlıyordu.Herkes içeri girdikten sonra önlerindeki güzel çay bardakları güzel bir büyüyle dolmuştu.İşte Robert’in en sevdiği şeydi.Çay ve ders bu ikiliyi hiç derste olmamıştı ama buda bir ilkti demek ki .Bardakların işçiliği göz dolduruyordu.İçindeki çaydan bir yudum aldı ve işte hayat bu dedi.Çay lezizdi.Bu mutlulukla profesör’e baktı oda halinden memnun gibi duruyordu.Onunla beraber bütün sınıfta memnundu.
Profesör bardağını masasına bıraktı ve öğrencilerine dönerek:
“"Kehanet Dersine bulunduğunuz için çok şanslısınız. Belki bir çoğunuz bu dersin ne olduğunun farkında bile değil. Zira benim ablam da ilk başladığında öyleymiş. Neyse. Açıklama yapma gereği duymuyorum. Kütüphanemizde Kehanet nedir temalı en az on üç kitap bulabilirsiniz ki tümüyle kavramak isteyenlere Mr. Howardeski ile Kehanet ve Kehanet adlı kitabı önerebilirim."
O kitabın adını duymuştu Robert.Kehanetle ilgili bütün bilgiler açıklamalar o kitapta bulunuyordu.İncelemek çok istiyordu ders bittikten sonra hemen gidip o kitabı alacaktı.Şimdiden merak duygusu uyandırmıştı Robert’e.
"Wingardium Leviosa! Bilgin bir görücü iç huzura kavuşmuş bir büyücüdür. İşte dikkat edilmesi gereken nokta bu. Çakralar. Üçüncü göz. Mistik İdea. Evet evet öyle. O dükkanın nerden türediğini sanıyorsunuz?! Zamanla bunların hepsini öğreneceksiniz. Ama önce bana kendinizi tanıtan kısa bir yazı ve ona mütakiben "Kehanet ile Ödev Ahlakı" arasındaki ilişkiyi anlatan bir broşür hazırlamanızı istiyorum."
Robert buna hiç şaşırmamıştı.Nerdeyse bütün profesörler onlardan kendilerini tanıtmalarını istemişti.Robert bir parşömen çıkardı ve tüy kalemi ile kısa ve öz bir şekilde yazmaya başladı.
^^ Adım Robert Golden
Ailemdeki herkes safkandır.Ailem Londra’da yaşıyor.Çok ünlü olmasa da saygınlık gören bir ailedir.Kehanet dersine ilgim çok fazla,hakkında bazı kitaplar inceledim ama kehaneti çok üstün körü anlatmışlardı.Burada daha iyi öğreneceğime inanıyorum.
Tüy kalemini bıraktı.Ve diğer ödevine başlamak için cümleleri aklından seçiyordu.Neler yazacağına karar verdikten sonra başka bir parşömen çıkardıktan sonra yazmaya başladı yine uzun tutmanı uzun yazmayı sevmezdi.Kısa ve öz şekilde yazdı.Tüy kalemini bıraktı çayını bitirdikten sonra kitaplarını topladı.Profesör’e parşömenleri verdi ve hemen kütüphanenin yolunu tuttu.Herkesten önce o kitabı o almak istiyordu.
Ptsi Tem. 13, 2009 6:49 pm
