Hoşgeldiniz..
Seviye Belirleme kısmına gelip örnek rp'nizi bıraktıkdan sonra istediğiniz mesleği veya öğrenci olmak istiyorsanız binanızı seçebilirsiniz.

Magicus Extremos Yönetim.
Hoşgeldiniz..
Seviye Belirleme kısmına gelip örnek rp'nizi bıraktıkdan sonra istediğiniz mesleği veya öğrenci olmak istiyorsanız binanızı seçebilirsiniz.

Magicus Extremos Yönetim.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Daniel Gaspard Black

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Daniel Gaspard Black




Mesaj Sayısı : 7
Kayıt tarihi : 13/07/09

Daniel Gaspard Black Empty
MesajKonu: Daniel Gaspard Black   Daniel Gaspard Black Icon_minitimePtsi Tem. 13, 2009 8:16 pm

Her zamanki gibi Anthony'le doğrudan ilişki kuran cüretkâr ışık küresi. Asil karanlığın merhameti, aziz berraklığın sükûneti, milyon yılların örselediği kayaları yalıyordu adeta. Ardından parlak kurşunî saçakları kırılmaya uğruyor ve kendisine özgü salt bir şeffaflıkla gülümseyen suya çarpıyordu. Bu soğuk havada toy bir çocuğun oyuncağına kavuşması kadar masum bir heyecanla uzun saçlarının arasından süzülen sicim gibi boncuk tanelerine aldırmaksızın koşuyordu. Hogsmeade'in kilometrelerce doğusunda kalan bu balta girmemiş orman, kadim zamandan kalma yaratıkları barındırıyormuş hissiyatı veriyordu Anthony'e. Buruşuk suratlı adam, sağlığının sınırlarını zorlayarak ecelin kapılarını çalana dek koştu. Dişlerinin arasına sızmış olan kanı temizlerken bir peçeteyi ağzına siper etti. Kısa süre sonra kendisi kadar eski bir asa çıkardı yırtık cübbesinden ve "Pop" sesi duyuldu ormanda.

Ormanı bakış açısının içine alan ıssız kayalıkların üstündeki 2 katlı verniklenmiş, tahtadan yapılmış evinin önünde durdu soluk soluğa. Bu saçma merasim artık canını sıkmaya başlıyordu. Yavaşça açık olan kapıyı ittirerek içeriye yönelmişti bile. Emektar şöminedeki ateş tüm sıcaklığıyla dört bir yanını sarmıştı evin. Buz kesici soğuğu kıran sıcaklık fazlasıyla rahatlatıcı gelmişti ona."TOK" sesi çıkaran postalını ayaklarını kullanarak çalışma masasına yöneltti. Maundan yapılmış sandalyeyi yavaşça kendine doğru çektikten sonra üzerine oturdu ve yıllardır incitmeden kullandığı kuş tüyünü kavradı büyük bir istekle.

Tüm ihtişamıyla yukarıya yükselen ateş, Demyx'in gözlerine yansıyor ve onu adeta initkam tanrısı yapıyordu. Oysaki düşünceli bakışları her zamankinden biraz daha sevecendi. Yıllar önce mutluluğu tattığı, mimiklerinden ve hasret dolu bakışlarından belli oluyordu. Mutluluğu tatmak ve onu unutmak. Tam anlamıyla düşüncelerini tasvir ediyordu bu cümle. Görmüş geçirmiş silüetindeki asillik gölgesinden belli ediyordu kendisini. Yıllara yenik düşmüştü. Hiç ölmeyecek gibi yaşamıştı hayatı. Dolu dolu, her anına ayrı bir özen göstererek,gülümseyerek,Her gün hayatta kalmanın mutluluğuya selamlamıştı ölümü, en yakın aynı zamanda en uzak dostunu, utangaç bir çocuk gibi kızaran güneşi, ilkbaharın açmaya yüz tutmuş çiçeklerini, kızgın köpekleri, hatta düşmanlarını bile selamlamıştı bazen.

Tütünü özenle doldurulmuş kağıt rulosunu büyük bir şevkle almıştı ağzına. Zaten tek tutkusu buydu. Belki de geçmişinin silinmeye yüz tutmuş son iziydi sigarası. Asasının ucuyla rulonun üst kısmını yaktıktan sonra kuş tüyünü eline almıştı. Beynindeki şeytanlar onu az önce terk etmişti. Kuş tüyünü mürekkebe batırdıktan sonra, tekstil kağıdına çaldı. Duygularını saf bir çocuğun kalbi kadar temiz, aptal bir insanın beyni kadar boş olan kağıda şöyle yansıtıyordu:

James,

"Duygularını gizlemekte güçlük çeken toy bir çocuk gibisin evlat. Gençliğin verdiği dinçlik ve ızdırapsız bir yirmebeş yılı geride bıraktın. Gezip gördükçe,kaderin nezaretin oldukça, saçlarına düşen yıldızlar arttıkça, yüreğinin tuzla buz olan ayna gibi paramparça olduğunu veya kirlenip karardığını göreceksin.

Zaman, kuruyup yok olan yapraklar gibi ufalanıp kaybolacak, suratındaki o tatlı tebessümün anlamsızlaştığını göreceksin. Gözlerinin altı cehennem çukuru gibi dipsiz ve karanlık görünecek insanlara. Doğayla kaderin sana oynadığı bu oyunda kafanı kurcalayan şeytanlar yerine saf yüreğinin sesini dinlersen hayata dünden biraz daha güzel bakacaksın. Ya da kuruyacak bedenin. Kanın donacak ve tüylerin ürperecek. Geçmişine bir avuç soytarılık, geleceğine ise sonsuz sükûnet olarak bakacaksın.

Gözlerin görülmemesi gereken şeylere tanık olacak, zihnin bilinmemesi gereken şeylerden haberdar olacak, biraz daha duygusuzlaşacaksın. Tüm bunlar olduğunda geçmişine geri dönmek isteyeceksin. Çabalayacaksın ama boşa bir debelenmeden başka hiçbir sonuç alamayacaksın

Sevgili James bunları yazarken seni kaygılandırmak istemedim.Yaşayacağın her bir enstantane seni biraz daha güçlü kılar. Ölmez isen güçlenirsin. Ölümün soğuk ve keskin orağı şakaklarını delip ruhunu göğe çıkarmadan önce geriye dönüp bakacak hiçbir şey bırakma.

Sevgiler, Demyx"


Yazıyı bitirdikten sonra bir zarfın içine koyarak baykuşa bir şeyler fısıldadı. Ardından şömineyi bir asa hareketiyle söndürdü ve paltosunu alarak dışarı çıktı. Bir zamanlar düşüncelerine elbise olan yüzü kırışıklarla dolmuştu. Feri kaçmıştı gözlerinin. Beli bükülmüş derisi incelmişti. Sevmiyordu bu aciziyeti. Zaaflarını insanlara göstermeyi hiçbir zaman sevmemişti. Sokağın hemen sonundaki vitrinin önünde durmuştu şimdi. Büyük bir ayna vardı. Evet, gerçekten eski ihtişamı kalmamıştı artık. Sanki göklerde gezen omuzları sönmüş gözündeki ateş kül olmuştu. Küçük bir cocuğun yanından ayırmadığı oyuncak ayısını kaybetmişcesine çatallaşmıs sesi.

Derin bir nefes alarak yoluna devam etti. İnsanlar birar birer sönmüş omzuna çarpıyor ve hiç düşünmeden yoluna devam ediyordu. Nefesi havanın soğukluğundan olacak ki buhar şeklinde çıkmıştı. İnsanlardan uzak bir yere gitmek istiyordu. Yalnız başına kalmak. Ölüm soğukluğu ve yıllara meydan okurcasına hala ölmeyen Demyx'in son bir duellosu olacaktı. Adımlarını atabileceği en uzun şeklide atarken gözlerini kapamıştı. O an yeşil bir ışığın suratına çarparak onu metrelerce havaya uçurmasını dilemişse de gerçekleşmemişti.

Kısa bir yürüyüşten sonra gölün kenarına gelmişti. Yeryüzünün tüm ayrıntıları beyaz karla kapanmıştı sanki. Yaprakları dökülmüş ağacın dalları arasından dökülen kar, bankı çok fazla etkilemiyordu. Oraya oturmaya karar verdi. Usulca paltosunu toparlayarak çömelmişti. Ölmeliydi artık. Zamanı gelmişti. Yaşaması gereken her şeyi yaşamıştı. Şimdi uyuyacaktı ve kar onun da üzerini örtecekti. Zamandan kaçamayan ölümlüler gibi. Ayaklarını uzatarak usulca gözlerini kapadı ve gülümsedi. Bir daha hiç uyanmamak, bir daha hiç gülmemek üzere...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexânder C. Spéctua
Okul Müdürü
Okul Müdürü
Alexânder C. Spéctua


Mesaj Sayısı : 42
Kayıt tarihi : 11/07/09

Karakter Kartı
Galleon: 1500

Daniel Gaspard Black Empty
MesajKonu: Geri: Daniel Gaspard Black   Daniel Gaspard Black Icon_minitimePtsi Tem. 13, 2009 8:35 pm

Rp Puanın 75

Aşırı dozda yazım hatan var. Hızlıca yazdıgın için olabilir. Dikkat edersen sevinirim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dissendium.yetkin-forum.com
 
Daniel Gaspard Black
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Daniel Gaspard Black
» Larien Black
» Larien BLack

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Her Telden ::  Arşiv -
Buraya geçin: